Red Or Dead

Geçtiğimiz haftalarda çok konuşulan 'Red or Dead' pankartı ve Ultras Inferno. Standart Liege ezeli rakibi Anderlecht'i evinde ağırlamaya hazırlanırken alışıldığı üzere bir tribün şovu hazırlıyordu ve tabiki Steven Defour'u unutmadı.Belçika ve dünya basınında 'sansasyon' olarak algılanan bu pankarta birde taraftar gözünden bakmak lazım.

Bilindiği üzere Steven Defour, sırasıyla Porto ve Anderlecht'e katılmadan önce Liege takımının bir nevi kahramanıydı ve dolayısıyla Anderlecht'e katılması Liege taraftarı tarafından bir 'ihanet' olarak görüldü. 

Endüstriyel futbolun gelişmesiyle birlikte profesyonel futbolcu tanımı tam karşılığını buldu.Benim kendi tanımıma göre 'futbolcu rengine bakmaksızın kim daha fazla kontrat verirse orda oynar'.Doğal olarak bu vahşi düzene taraftarın bakış açısı futbolcular gibi olmuyor ve tutkulu taraftar grupları arasında bu şovlardaki gibi dışa vuruluyor.Bu renkler o taraftarlar için Defour'un kazandığı paradan daha önemli ve eğer bu futbolcular her istedikleri takımda oynamak istiyolarsa böyle tepkilere kendilerini alıştırmaları gerekiyor.

Maça dönecek olursak, her zamanki gibi yoğun bir atmosferde başladı Belçika derbisi.İlerleyen dakikalarda hakemin 'el var' düdüğüne sinirlenen Defour topu adeta taraftara doğru vurdu ve ilk sarı kartını gördü.Dakikalar 52'yi gösterdiğinde ise Defour için film koptu.Liegeli futolcunun zaman geçirmek için yerde yattığını düşündü ve bu sefer kasten tabiri caizse taraftarın üzerine topa abandı.Hareketin doğal sonucu olarak 2. sarıdan kırmızı geldi.Defour'un aslında hakeme değil bu pankarta sinirlendiği barizdi.Anderlecht taraftarının kolutkları söküp sahaya atmalarıyla beraber maç Liege'in 2-0 üstünlüğünde sonuçlandı ve tarihe geçti.Ama ilerleyen yıllarda bu derbi sonucundan çok UI'nun 'Jason' pankartıyla hatırlanacak.

Kimi çevrelerde bu şov aşırı ve şiddete şevk edici olarak görüldü hatta bunu dini anlamlara bile bağlayan gazeteler oldu fakat Ultralar açısından bu bir tribün faaliyeti. Seçim sizin.

Daha önce defalarca mükemmel tribün şovları ve koreografiler hazırlayan UI grubu önceki Anderlecht maçında da Scarface Tony Montana'ya dev pankartında yer vermişti.

Özgecan Aslan

Bir kez daha öldük, aslında hergün tekrar ölüp diriliyoruz ve artık nefes alınmaz hale geldi bu coğrafya.Uyku uyuyamaz olduk yüzler gözümüzün önüne geldikçe.Bu aşağlık düzen sadece Özgecanımızı almadı hepimizin canından biraz aldı.Bunu nasıl sineye çekeceğiz peki nasıl geçecek bu travma? Bu dünyanın adaleti hiç mi yok ? Hiç olamyacak mı? Özgecan aramızdan ayrılırken nihat doğan gibi alçaklar mı sefa sürecek? Biz kendi eksenimizde bu adaletsizliğe karşı her zaman savaşacağız ama rahmetli Tuncel babanın söylediği gibi belkide dünyayı değiştiremeyeceğiz ama dünyada bizi değiştiremeyecek ulan!

Alanya deplasmanına yola çıkacan olan abilerim,kardeşlerim yolunuz açık olsun, plakayı yazın gelin.

Brigate Autonome Livornesi ( BAL99 )

Livorno İtalyanın batısında bulunan ve bilindiği üzere komünist partinin etkisinin büyük olduğu bir şehirdir ve AS Livorno Calcio onun gururlu futbol takımıdır.BAL99,1999 yılında bir çok farklı küçük grubun birleşmesiyle beraber kuruldu ve kuzey kale arkasında tek pankart arkasında,tek yumuruk oldu. Şehrin politik görüşü taraftar profilinide tamamen etkilemiştir ve Livornonun bu kırmızı çocukları ilerleyen yıllarda tüm sol görüşlü Ultraların sembolü haline geldi.

Yıllar boyunca bu politik etkiyle beraber mücadele ettiler ve aşağı yukarı aynı profile sahip AEK Athens-Original 21,Olympique Marseilles Commando Ultras 84 gruplarıyla sağlam ilişkiler kurdular (zaman zaman bu tribünlerde birbirlerinin pankartları göze çarpar). 

Livornonun Ultralarının en büyük düşmanları taban tabana politik zıtlıkta oldukları Lazio, Hellas Verona ve coğrafi olarak rakipleri olan Pisa'dır. 2003,BAL99 için tribün faaliyetlerine son verme yılı olarak tarihe geçer.Baskılar sonucu tüm statlarda grubun faaliyeti yasaklanmış ve bir çok üyesini kaybetmiştir.

Son yıllarda tekrar örgütlenen Livorno taraftarı yoluna Curva Nord olarak devam etmektedir. 2015 yılı Livorno futbol takımının 100. yılıdır. Umarım bir gün orda maç izleme şansını yakalarım, Nice 100 yıllara. ( siz Adanayı gördünüz )

ŞİMŞEKLER GRUBU

Söylenecek sözler yetersiz kalır. Hepimizin kalbinde ayrı yere sahip olan, abilerimizin hikayeleriyle ve kardeşlik bağlarıyla büyüttüğü Adana şehrinin yıkılmaz kalesi Şimşekler Grubu. Adana Demirsporumuzun bugün hala demir gibi varolmasına en büyük katkıyı sağlayan.davasından hiç vazgeçmeyen, 'yıkıla yıkıla' devam eden, gözlerinde 'ateş olan', 'yenik duruma düşsede,morali bozuk olsada,canı sıkkın olsada tribünde teslim olamayan' insanların kardeşliğidir. Medya ve tff tarafından İstanbul takımı taraftarı olmanın empoze edildiği bir ülkede bu sportif emperyalizme direnip kendi takımına ve şehrine sahip çıkan gururlu insanlardır bu insanlar. Yıllardır sevdasını ıssızlarda karanlıklarda büyüten, hangi ligde oynadığına bakmaksızın armasının peşinden kilometrelerce yol giden ve her gittiği yerde sevdasını haykıran savaşçılardır. Başta söylediğim gibi sözler yetersiz kalır, zamanla eklemeye devam ederiz. 

Deli gibi sevmek ruhumuzda var.